sevdanın yalın hali..

az şişirilmiş balon misali avuçladığım kısımdan arta kalanın meme yapması hali.. balonun iki ucu aynı anda iki yuvarlak oluşturamazya. asıl mesele havanın az oluşanda mı yoksa sıkmanın tek elle olmasından mı.. nesee.. işte öle bi haldi onla yüzyüze gelmem. ona bakarken sadece 'o' vardı. ona anlatmaya çalışırken bişileri,gözlerim de en baba görüntü yönetmenlerine taş çıkarır cinsten kaydediodu beynime olanları. bi iki cümleden sonra döndü gitmeye (ki o öle biri ki, duymuyosa beni sanki hiç yokmuşum hissine kapılırdım) sesim sanki çarpmıyo uzayda hiç bişeye hatta belki çıkmıo.. duyulmayan bi ses çıkarıomuşum hissine beni bile inandırıcak kadar tek kılı uyarılmadan seslenişlerime, sağır edasıyla gitti. izlerken, en etkileyici kamera açıları gibiydi sevdanın yalın hali:) ağır ağır..gözleri, saçının teli, yüzündeki ben, dönüşü, yürüyüşü.. mesafesinin 5. metresini doldurduğunda balonun öteki kısmı şişmeye başladı. sanki gizli yörüngemden elektronum son halkadan çıkıo ve ben hayatla kovalent bağımı kurmaya başlıorum. onun sessizliğinin kulak sağır eden 'ses hali' yerine korno sesleri duyuyorum şimdi. ayık insanın bayılmaya kadar geçirdiği evreleri tersten sarmak gibi etraf netleşmeye başlıyo. bakıyorum. duraktayım, dikiliyorum. deniz sesleri.. yaa kalabalıkmış burası diyorum içimden ellerimin çaresiz ifadelerini yine takındıklarını farkederken. sonra akbil sesleri.. herkes bana mı bakıyo ne, belki biraz utanıyorum. karıncanın çöpünü sürüklemesini duyuyorum.

çözemediğim bi boyutlar değiişimidir sürüyo.. nerde? içimde mi, gözlerimde mi, beynimde mi oluyo.. çok deli şeyler yahu..kalemimin süsü yetmiyo ki keşke beynime göre bi video oynatıcı olsaydı:)

hani filin kalp atışları fareye göre yavaştır, fil korkar, kaçar ,sanar yaa fare mucizevi bi hayvan. onun beyninde nası sahneler kayıtlıysa artık.. sanırım benimkide o hesap.

kalbimin atışlarını delirten beni boyut boyut gezdiren adama uykumun en tatlı yerinden:) sevdamın yalın haline..